Ülkemizde Tam Zamanlı Eğitim Tartışması

Tam zamanlı eğitim sistemi nasıl olmalıdır?

ÜLKEMİZDE TAM ZAMANLI EĞİTİM TARTIŞMASI

Tam zamanlı eğitim son zamanlarda ülkemizde tartışma konularından birisi. Açıkçası, şahsen ben bu konuya farklı bir pencereden bakıp ona göre görüş ve düşüncelerimi aktaracağım, müsaadenizle.

İşe beyin fırtınası ile başlayacağım. Şöyle söyleyeyim, tam zamanlı eğitim ile kast edilen unsur eğitimin sürecinin her okul günü için uzamasıdır. Böylece, sabahtan öğleye kadar olan ders saatleri, ya öğleden sonraya ya da akşama kadar olur. Genel olarak. Bu beyin fırtınası şu soru işareti ile duraksamak zorunda: peki, bu tam zamanlı eğitimin içeriği nedir, yani nasıl olacak? Bu soruyu cevaplamak ancak Milli Eğitim Bakanlığının belirttiği veya belirteceği eğitim programı ile açıklanabilir. Bir başka soru: neden tam zamanlı eğitime karşı çıkıldı?

Olaya farklı pencereden bakmak istememin sebebi şudur. İtirazların gerekçelerini açıklamaktansa ki konuya tam olarak hakim değilim; buna bağlı olarak, olaya farklı açıdan yaklaşmak, şahsım adına daha doğru ve etik olduğunu düşündüğüm için.

Devam edeyim. Tam zamanlı eğitim nasıl olmalı? Benim beklentilerim şunlardır. Yoğunlaştırılmış bir eğitim programında, yüz yüze eğitim veyahut yarı yarıya yüz yüze eğitim verilecekse, şu soruları cevaplamak lazım: bir, okullarda yeteri kadar kütüphane var mı? İki, ders yapılacak olan sınıflar, laboratuvar veya atölyeler yeteri kadar temiz veya konforlu mu? Örneğin, ders sıraları rahat mı? Ortopedik mi? Klima var mı? Üç. Buralarda, gerekli teknolojik ekipmanlar mevcut mu? Mesela, akıllı tahta, bilgisayar veya tablet var mı? Dört. Havalandırma var mı? Beş. Öğrencilerin okulların herhangi bir binasında, ağır kırtasiyelerini muhafaza edebileceği raf, dolap, vb şeyler var mı? Altı, okullarda bulunan kafeterya veya kantin gibi yerler ne kadar yeterli? Buralarda satılan ürünlerin fiyatı nedir? Sağlıklı mı buralar? Denetleniyor mu? Diyetik mi gıdalar? Yedi, sosyal tesisler var mı? Sekiz. Spor tesisleri var mı? Dokuz. Psikolojik rehberlik ve danışmanlık servisleri yeterli mi? Son soru. Özellikle, bu yoğunlaştırılmış eğitim programında, yeteri kadar aynı şekilde yabancı dil İngilizce, bilgisayar ve hızlı okuma eğitimleri mevcut mu? En son soru. Aksi takdirde, tam zamanlı eğitimle kastedilen nedir?

Tam zamanlı eğitim, benim takdirim, önce uygun ve sağlıklı ders ortamlarında, ya sabahtan öğle sonuna ya da akşama kadar yoğunlaştırılmış okuma, yazma, uygulama, spor, kütüphane, dijital eğitim, psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri gibi kavramları içermelidir. Bu kavramların içerikleri de çocuk ve insan haklarına uygun olarak bilimsel olarak hazırlanması gereklidir. Hatta, din eğitimi de laiklik ilkesine bağlı olarak verilmesi gerekir. Söz konusu, kimsenin dini, inanç ve özgürlüklerine karışılmaması gerekmektedir. Beyin yıkamak yerine, vicdan özgürlüğü teşvik edilmesidir. Zaten, İslam dininde zorlamak yoktur. Tabi ki, doğru yollarla öğrencilere edep, ahlak, terbiye de öğretilmelidir.

Annelerimizin ve babalarımızın göz nuru olan çocuklarımız, en iyisini hak ediyor. Onlar için en iyi mali yatırım, sizce onlara değmez mi? O kıyamadığımız çocuklarımıza. Değer tabi. Lafı mı olur? Onların topluma kazandırılması ve onların da gelecekte kendi kıyamayacakları çocuklarını topluma kazandırması için en doğru eğitim ve öğretim programları zaruri.

Bu arada, efendim, Japonya’da çocuklar robot yapıyormuş, kitap yazıyormuş, telefon aplikasyonu geliştiriyormuş... Olabilir. Belki de. Ama bu çocuklar uzaydan gelmedi. Aynı gezegende yaşıyoruz. Yine şahsen, ben ne doğuştan yeteneğe ne de üstün zekaya inanırım. Aksine, şunu savunuyorum. O çocuklar adam akıllı bir eğitim sistemine tabiyken, bizimkilerse (sözüm ona) gerek aç kalıyor, gerek sigara veya uyuşturucu kullanıyor, okumayı sevmiyor, kitap hiç okuyamıyor, kritik düşünemiyor, kendi başına karar veremiyor, İngilizce bilmiyor, bilgisayar kullanmasını da bilmiyor ve dahası!

Öyle bir hal oldu ki, yanlışım yoksa, kendi Sosyal Medya hesabından, bir öğretmen velilere isyan edecek duruma geldi. Öğrenciler hiç memnun değil. Milli Eğitim Bakanı, Sayın Nazım Çavuşoğlu da memnun değil. Nedir bu hal hatta ülkemiz 4.5G teknolojisi ile buluşmuşken? Anlayamadım.