Özersay: "Odaklanılması gereken dokunulmazlığın kaldırılması" Özersay: "Odaklanılması gereken dokunulmazlığın kaldırılması"

Hasipoğlu, Rum Liderin Türkiye’ye yaptığı “Eğer Türkiye de hazırsa, adanın kuzey batısındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi için görüşebiliriz” çağrısını ise “beyhude bir çaba” olarak niteledi. “Rum tarafının, Kıbrıs Adası’ndaki paylaşımda muhatabının Kıbrıs Türk Tarafı olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz” diyen Hasipoğlu, Hristodulidis’in ayaküstü görüşmeleri diplomatik zafer gibi sunma çabasının artık anlamını yitirdiğini vurguladı.

“Doğu Akdeniz’de geri adım atılmayacak”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC), Anavatan Türkiye ile birlikte Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini koruma kararlılığında olduğunu belirten Hasipoğlu, geçmişte de Güney Kıbrıs’a iş birliği önerileri sunulduğunu hatırlattı. “3. Cumhurbaşkanı Eroğlu ve 4. Cumhurbaşkanı Akıncı dönemlerinde, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklarla ilgili müzakere masalarında çeşitli iş birliği teklifleri yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da enerji konferansı önerdi. Ancak Güney Kıbrıs tüm bu çağrılara kulak tıkadı” ifadelerini kullandı.

Rum tarafının hâlâ adanın tek egemeni olduğu iddiasıyla hareket ettiğini söyleyen Hasipoğlu, “’Bir gün çözüm olursa size payınızı veririz’ anlayışı artık inandırıcılığını yitirmiştir. Rum tarafının sözde diyalog çağrılarına kamuoyunun karnı toktur” dedi.

“Tatar samimi çaba göstermeye devam edecek”

UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın hiçbir zaman müzakere masasından kaçmadığını, iki halkın yararına olacak şekilde iki devletin iş birliğini savunduğunu ifade etti. Hasipoğlu, Rum Liderin paylaşım konusunda samimi olup olmadığının, ara bölgedeki elektrik projesi, yeni sınır kapılarının açılması ve diğer iş birliği modellerine yaklaşımıyla netleşeceğini vurguladı.