Büyük Han, Kıbrıs’ın en güzel ve en iyi korunmuş Osmanlı yapılarından biridir. 1572 yılında Osmanlılar tarafından Lefkoşa’nın Şehir Duvarları içinde yer alan geleneksel pazarda inşa edilmiştir. Kıbrıs’ın ilk Osmanlı yöneticisi Muzaffer Paşa’nın himayesinde yapılan bu kervansaray, Bursa’daki Koza Han’dan model alınarak tasarlanmıştır.

Kare şeklindeki yapı, iki katında toplam 68 oda ile dikkat çeker. Birinci katta yer alan odalar avluya açılarak atların ahırı, depo alanları ve ticaretçilerin dükkanları olarak kullanılmıştır. Üst katta ise konaklama amaçlı odalar bulunmaktadır. Birinci kattaki odaların düşük kemerli kapıları, kemerli camları ve bir şöminesi vardır. Camların yüksekliği, hem hırsızları caydırmak hem de camın pahalı olmasından kaynaklanmaktadır.

İç avluda, taşlardan inşa edilen bir şadırvan ve 6 sütun üzerine oturan bir mescit yer almaktadır. Mescidin güneybatısında bulunan türbenin, dua eden yüksek düzey bir yöneticiye ait olduğu düşünülmektedir. Han’ın tasarımı, sadece Türkiye’deki iki diğer han yapısına benzeyen özgün bir yapıdır ve dışarıdan bakıldığında bir kaleye benzemektedir.

1878 yılında İngiliz kontrolüne geçtikten sonra, Lefkoşa’nın Merkez Hapishanesi olarak restore edilmiştir. 1903-1947 yılları arasında bir han olarak kullanılan yapı, daha sonra yoksul aileler için bir sığınak olmuş ve bu aileler 1962 yılına kadar odaları cüzi bir ücret karşılığında kiralamıştır.

TFF heyeti Külliye'de TFF heyeti Külliye'de

1990'ların büyük kısmında yapılan restorasyonla birlikte Büyük Han, birkaç galerisi ve atölyesi olan bir sanat merkezi olarak yeniden hayat bulmuştur. Kuzey Lefkoşa’nın Eski Şehri’nde önemli bir merkez haline gelen Han, günümüzde folklor dans gösterileri, piyano resitalleri ve drama gösterileri gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Lefkoşa’yı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bu tarihi yapı, şehrin kültürel hayatının bir parçası olmayı sürdürmektedir.