Uzman Klinik Psikolog Zeynep Doğan'ın bu haftaki köşe yazısı "Merhaba"

Merhaba,
“İyi bir merhaba kadar iyi bir hoşça kal da önemlidir.” der Hürol FIŞILOĞLU. Bizler yani erişkinler “merhaba” demeyi çok iyi biliyoruz fakat “hoşça kal” demelerimiz aynı iyilik de olmuyor. Mutlu başlayan ilişkiler veya durumlar en olumsuz duygulara eşlik edip sonunda “Hoşça kal” diyemeden öylece geride kalıyor. Dediğim gibi bitmiyor sadece bizler sonlandıramadığımız için yarım kalan bir durum veya ilişki olarak bizi ileriki zamanlarda yine rahatsız etmek için fırsatını bekliyor.
Sizlere iyi bir merhaba demek istiyorum çünkü bir mecrada sürekli üretim yapmak benim en büyük hayallerimdendi. Şimdi bunu gerçek yapabildiğim için mutluyum. Bu yazımı beni tanımanız kendimi tanıtmam olarak düşünmenizi istiyorum. Çünkü derya deniz bir mesleğin içinde geçen 13 yıllık birikimim var. Psikoloji, hepimizin hemen tanımlayacağı üzere kelime anlamı olarak “Ruh Bilimi” dir. Ruh bilimini sizlerle her hafta ayrı bir konu ile ele alacağımı bildirmek istiyorum. Sizlerin de merak ettiği konular olursa -ki eminim olacaktır- mail adresim üzerinden merak ettiğiniz sorularınızı sorabilirsiniz.
Uzun uzun anlatacağımız konuşmak isteyeceğimiz konular elbette olacak fakat sizlere onlarca danışanla çalıştan sonra en sık karşılaştığım ve çalıştığım sorunlar ile ilgili de bilgiler vermek istiyorum. Bunların en başında “Duygular” geliyor. Sizler de kendi duygularınıza bir bakın. Hangi duygularınız ön planda? Hangi duygunuz keşfedilmeyi bekliyor? Hangi duygunuzun üstesinden gelmek isterdiniz?
Öyleyse şimdilik bu sorular ile sizleri baş başa bırakıp sizlere “Hoşça kalın” diyorum.