Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Aktoty Raimkulova, İstanbul gibi önemli bir merkezde kültürel mirasın korunması için düzenlenen bu programın bir parçası olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Raimkulova, konferansta sadece Türk dünyasından isimlerin değil, alanında deneyim sahibi önemli uzmanların da yer aldığına dikkati çekerek, "Bu konferansı çok önemsiyorum, burada her ülkenin kültürel miras alanında önemli bir deneyime sahip olduğunu anladık. Üye bir ülkenin sahip olduğu kültürel mirasın, Türk dünyasının ortak bir değeri olduğunu düşünüyoruz. Biz de burada öğrendiğimiz yeni bilgileri, sahip olunan değerlerin korunması noktasında değerlendirip yolumuza devam edeceğiz." dedi.
"Türk dünyasından kültürel miras profesyonellerini İstanbul'da buluşturduk"
Türk Kültür ve Miras Vakfı Proje Müdürü Nuri Aksu, vakfın Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan ortaklığında kurulmuş uluslararası bir yapı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bizim amacımız, bu bölgedeki Türk mirasının korunması, gelecek kuşaklara ulaştırılması için restorasyon başta olmak üzere, koruma ve diğer konularda insan kaynağı yetiştirerek, buradaki güzel eserlerimizin geleceğe aktarılmasını sağlamaktır. Bu amaçla Türk dünyasından kültürel miras profesyonellerini İstanbul'da buluşturduk. Bir hafta onların Türkiye'nin kültürel miras yönetimiyle ilgili tecrübelerini aktararak, bir deneyim paylaşımı programı yapmaya çalıştık. Şu ana kadar da önemli geri dönüşler aldık. Türkiye'nin bu alandaki tecrübesinin ne kadar geniş ve önemli olduğunu bu vesileyle bir kez daha görmüş olduk."
"Bizler için sadece kültürel alanı takip etmek yeterli olmamaya başladı"
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Zeynep Gül Ünal, geçmiş zamanlarda kültürel miras süreçlerinin korunması için atılacak adımların daha kolay bir şekilde tespit edildiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yeni zamanlar, kültürel mirasın korunması için değişimlerin olduğunu bize gösteriyor. Dördüncü nesil savaşlar, sosyal medyanın ve özelikle dijitalleşmenin getirdiği etkiler, kültürel mirasın korunmasına ilişkin süreçleri fazlasıyla dönüştürüyor. Dolayısıyla bizler için sadece kültürel alanı takip etmek yeterli olmamaya başladı. Bu açıdan birçok farklı organizasyonun birlikte çalışması ve onların ürettiği analizlerin takip edilmesi gerekiyor. Yapmamız gereken, sahadan elde ettiğimiz bilgi ve deneyimi, bir döngü içinde yeni koruma süreçlerinde sağlıklı bir şekilde kullanmaktır."
"Kültürel mirasın yeni nesil korunmasındaki en önemli unsurların başında, paydaş katılım ve süreçlerin aktif işlemesi gelmektedir"
Georgia Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. James K. Reap, kültürel mirasın korunmasında yasal, idari ve finansal konuların bir arada alınması gerektiğine dikkati çekerek, "Sadece anıtsal değil, yaşayan bir kültürel miras koruma programı için iyi bir yönetim kadar, finansal alt yapı ve idari mekanizmanın işlemesi gerekiyor. Koruma programlarında turizm başta olmak üzere, yeni nesil tehditlere karşı duyarlı olunmalı ve yerel unsurlarla çok yönlü bir iletişim geliştirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Liverpool Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soumyen Bandyopadhyay ise kültürel miras süreçlerinde kaynak yönetiminin önemine işaret ederek, "Uzun soluklu ve sürdürülebilir projelere ihtiyacımız var. Kültürel mirasın yeni nesil korunmasındaki en önemli unsurların başında, paydaş katılım ve süreçlerin aktif işlemesi gelmektedir. Çok yönlü ve yerel unsurların ihtiyaç ve beklentilerini gözeterek, entegre planlanmalar yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Program, katılımcılara plaketlerinin verilmesi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.