6 Şubat depreminde Adıyaman’daki İsias Otel enkazında hayatını kaybeden Serin İpekçioğlu’nun annesi Pervin Aksoy İpekçioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsias Otel davasının beşinci duruşmasında savcının bilinçli taksir suçlaması yönündeki mütalaasını sert bir dille eleştirdi.
Anne İpekçioğlu, savcının mütalaasında kullanılan hukuki gerekçelere tepki göstererek, bir hukukçunun bilinçli taksirle olası kastı ayıran unsurları yorumlayamamasını cesaretsizliğin bir sonucu olarak değerlendirdi. Paylaşımında, “Ailemle orada kalıyordum diye trajikomik bir gerekçe bilinçli taksir kusur türünü ortaya koymaz” ifadelerini kullanan İpekçioğlu, bu tür bir gerekçenin hukuk dilinde yeri olmadığını vurguladı.
Pervin Aksoy İpekçioğlu'nun paylaşımının tamamı şöyle:
"Adıyaman dönüşleri... Saatlerin ömür olduğu yollar, çorak topraklar, kuş konmaz kervan geçmez yerler.
Cahilliğe esir olan izler her yerde.
Nefes almanın imkansızlığında adalet çığlığı, gökyüzüne ulaşırken, adalet sarayı kulaklarını tıkamış.
Bilinçli taksirle olası kastı tanımlayamamış, cesaretsizliğin sıkışmışlığında bilinçli taksirle vicdan rahatlatmaya çalışmış.
Kendi vicdanında dahi hesabın tutmadığı İsias katliamında, mütalaada geçen hukuki gerekçe, bugün yaratılan adaletin vicdanları ezip geçtiğinin bir eseri.
Defalarca öldük, 667 gündür öldürdünüz, bir hukukçunun bilinçli taksirle olası kastı ayıran unsuru yorumlayamaması bilgisizliğinin sonucu değil, cesaretsizliğinin eseridir.
"... zaman zaman ailesi ile otelde kalıyorlardı" gerekçesine dayanılması, bize adaleti değil, oturulan koltuğu dolduramayanları gösterdi.
Dayan(t)ılan Yargıtay 12. CD kararı değil esas olan. İki kusur türünü belirleyen "öngörülebilir sonucu istememe", bilinçli taksirde sonucu önlemek için tedbir alınmasını gerektirir.
Boş bir inanç, dayanaksız bir güven, bir mucize veya en önemlisi de ailemle orada kalıyordum diye trajikomik bir gerekçe bilinçli taksir kusur türünü ortaya koymaz.
Hukuk dilinde böyle bir gerekçe yoktur. Türlü usulsüzlüklerle yapılan ikinci derece deprem bölgesinde öngörülebilir deprem felaketini umursamama, öngörülen neticenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini tesadüfe bırakma, ölümcül neticenin ortaya çıkmayacağına yönelik boş güvenme hali OLASI KASTTIR (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019).
Bakın, öğrenin de çiğnenen adaleti yerlerden kaldırın."