KKTC Sağlık Bakanlığı, son dönemde yaşanan skandallarla adeta derin bir kriz yaşıyor. Yenidoğan Yoğun Bakım Skandalı, bir hemşirenin yedi bebeğe alkol karıştırarak birinin ölümüne neden olmasıyla gündemi sarstı. Bu utanç verici olay, aileleri derin bir üzüntüye boğarken, sağlık sistemine olan güveni yerle bir etti. Dört hemşirenin açığa alınması, olayın ciddiyetini göstermiyor; aksine, bu skandalların ardında yatan sistemik sorunların üzerini örtmeye yönelik bir çaba olarak algılanıyor.

Çeler: “CTP, Özeleştiri Yapmalı” Çeler: “CTP, Özeleştiri Yapmalı”

Bunun yanı sıra, kronik ilaç temininde yaşanan sorunlar ve sağlık çalışanlarının kötü çalışma koşulları, bakanlığın çürümüş yapısını gözler önüne seriyor. Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek’in yaşananlara karşı sessiz kalması, toplumsal öfkeyi artırıyor. Kamuoyu, bu durum karşısında bakanın ciddi bir sorumluluk taşıdığını ve İSTİFA ETMESİ GEREKİR diyor.

Ancak bakanın kulaklarını kapatması ve sorunları görmezden gelmesi, sağlık hizmetlerinin daha da kötüleşmesine yol açıyor. Bu tür skandallar başka bir ülkede yaşansaydı, gereken istifaların çoktan yapılmış olacağı aşikar. Kamuoyunun tepkisi büyürken, Bakan Dinçyürek’in sorumluluğu kabul etmesi ve harekete geçmesi elzemdir. Aksi takdirde, sağlık bakanlığındaki bu derin kriz, daha büyük felaketlere yol açabilir.