Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Kıbrıs sorununun çözümü çabaları çerçevesinde müzakere masasına “yarın bile olsa” dönmeye hazır olduğu iddiasını yineledi.
Politis ve diğer gazeteler, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 2. bölümünün 50’nci yılı sebebiyle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis ve bazı siyasi partilerin açıklamalarına yer verdi.
Politis gazetesi, “Başkan Yarın Bile Olsa Müzakere Masasına Gelmeye Hazır Olduğunu Açıkladı” başlığı altında verdiği haberinde, Hristodulidis’in dün yayımladığı açıklamada, “Kıbrıs sorununun, üzerinde uzlaşıya varılmış çerçeve, müzakere kazanımları ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üyesi olduğu ve çözümden sonra da üyesi olmaya devam edeceği AB ilkeleri temelinde bir çözüme kavuşabilmesi adına, yarın dahi olsa, müzakere masasına gelmeye hazır olduğunu” söylediğini aktardı.
“Kıbrıs sorununun çözümü çabaları çerçevesinde karşılaşılan zorlukların, tüm AB vatandaşlarının temel özgürlüklerini ve çıkarlarını garanti altında alan AB normları temelinde çözülebileceğini” iddia eden Hristodulidis, bu hedeflere ulaşılabilmesi için içte birlik olunması gerektiğini vurguladı.
Hristodulidis ayrıca; “Yarım yüzyıl sonrasında, Kıbrıs’ta işlenen suçu, devam eden işgali kınıyoruz ve unutmuyoruz” şeklinde konuştu.
PARTİLERİN MESAJLARI
Gazete haberinin devamında, Rum siyasi partilerinin de dün yayımladıkları mesajlarda kendi görüşlerini dile getirdiklerini yazdı.
Habere göre DİSİ’den yapılan açıklamada; “üzerinde uzlaşıya varılmış çerçeve temelinde bir çözüm bulunması ve bu yönde çıkmazın aşılması için gösterilecek her türlü çabanın desteklendiği” belirtilirken “BM, AB ve uluslararası toplumdan, vatanın yeniden özgürleşmesi ve birleşmesi, uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı gösterilmesinden başka bir şey istemiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
AKEL’den yapılan açıklamada ise, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin, 2017 yılında Crans Montana’da kaldığı yerden, Guterres Çerçevesi ve Garantörlük anlaşması ile her türlü müdahale hakkını ortadan kaldıran çözümün uygulanması mekanizması temelinde yeniden başlamasını destekledikleri vurgulandı.
Açıklamada, “darbe ihanetini suiistimal eden ve ABD-NATO’dan onay alan Türkiye’nin Cenevre Konferansı’nı çıkmaza sürüklediği, böylelikle harekatın ikinci kısmını başlatarak Kıbrıs’ın yüzde 37’sini işgal ettiği” iddia edildi.
DİKO partisinin açıklamasında ise, “Kıbrıs halkının iki devletli çözümü, iki devletin konfederasyonunu ve işgali yasallaştıracak hiçbir çözümü hiçbir zaman kabul etmeyeceği” belirtildi.
AKEL’DEN BM’YE BİLDİRİ
Öte yandan Haravgi gazetesi, AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nu başkanlığındaki parti heyeti ve sözde “Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu’nun dün Derinya Sınır Kapısı’na giderek BM’ye bir bildiri verdiklerini yazdı.
Habere göre söz konusu bildiride özetle; “Türkiye’nin 1974 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında askeri güç kullanarak işgal ve istila gerçekleştirdiği” iddia edilerek “BM’nin, Maraş’ın BM’nin geçici idaresi altında yasal sahiplerine iade edilmesini öngören 550 ve 789 sayılı kararları” hatırlatıldı.
LETİMBİOTİS: TÜRKİYE BM’NİN MARAŞ KARARLARINI GÖRMEZDEN GELİYOR
Gazete bir diğer haberinde ise, Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis’in dün Rum radyosuna yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin BM’nin Maraş kararlarını kışkırtıcı bir şekilde görmezden gelmeye devam ettiğini” söylediğini yazdı.
Habere göre Letimbiotis, “Türkiye’nin açıklamalar ve eylemlerle yeni oldubittiler yaratmaya çalıştığını” iddia ederken “bugüne kadar pek çok girişimde bulunmalarına ve öneriler sunmalarına karşın Türkiye’nin reddedici tutumuyla karşılaştıklarını” öne sürdü.