1999 depremi sonrasında bir Düzce bir de Marmara’ya özellikle de İstanbul’a; kabuk yapısının ekstra olarak stresle yüklendiğini düşünerek, dikkat çekmiş ve İstanbul’un depreme hazırlanması gerektiğini söylemiştik. Bunun nedeni depremle oluşan stresin Düzce ve Marmara Denizi’ne transfer olmasıydı. Hatta bu transfer nedeniyle 1766’da kırılan fayların tekerrür periyodunu doldurduğu ve dolayısıyla önümüzdeki yıllarda kırılacağını anlattık. O gün bugündür de aynı şeyi söylüyorum: ‘Marmara’da Kumburgaz Fayı ile güneydeki Adalar Fayı kırılacak ve bu iki fayın da kırılması ile minimum 7.2, maksimum 7.5 büyüklüğünde bir deprem olacak.’ Bugüne kadar yaşadığımız tüm gelişmeler de bu söylemlerimizi doğruluyor. 23 Nisan’da Kumburgaz Fayı’nın batı ucunda Silivri açıklarında, 6.2’lik bir kırılma yaşadık. Bu kırılma fayı doğuya doğru zorluyor ve bu zorlama beklediğimiz “büyük” depremi de öne çekmiş durumda. Bu zorlanma ile Adalar Fayı da tetiklenecek ve kırılacak. Öngördüğümüz şekilde 7.5 büyüklüğüne varan bir deprem bekliyoruz.

İSTANBUL BÜYÜK DEPREME HAZIR DEĞİL

Nevşehir’de eğitim kazası! 1 şehidimiz var Nevşehir’de eğitim kazası! 1 şehidimiz var

- Peki, İstanbul böyle bir depreme hazır mı?

6.2’lik depremde gördük, trafik kilitlendi. Hayır, değil! 25 yılda İstanbul’u depreme hazırlayamadık, “Deprem dirençli bir kent” yaratamadık. Kentsel dönüşüm ile işi sadece idare ettik. Önce, halkımızın deprem dirençli bir kentte, can güvenliği içinde, huzurla yaşamak istemesi ve ülkenin gerçek sahibi ve bir seçmen olarak bunu kendilerini yönetenlerden de talep etmesi gerekir. Ne halk ne de yöneticiler olarak bunu başaramadık!