Son günlerde meningokok menenjit nedeniyle yaşamını yitiren iki çocuğun ardından kamuoyunda "menenjit vakalarında artış mı var?" sorusu gündeme geldi. Artan endişelere ilişkin açıklamada bulunan Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, durumun salgın boyutunda olmadığını vurguladı. Çokuğraş, “Son 5-6 ay içerisinde yaklaşık 20-25 meningokok menenjit vakası bildirildi. Bu sayı her yıl benzer dönemlerde görülebiliyor. Bu yıl biraz artış olabilir, ancak ‘salgın’ demek için elimizde yeterli veri yok” ifadelerini kullandı.
"AİLELER PANİKTE"
Prof. Dr. Çokuğraş, “Evet, maalesef iki kaybın olduğu bildirildi. Bunun için gerçekten çok üzgünüz. Ancak menenjitte büyük bir artış yok. Son 5-6 ayda (kendi haberleşme gruplarımızdaki bilgiye dayanarak) 20-25 civarında meningokok menenjiti vakası olduğu söyleniyor. Sağlık Bakanlığı’nda çok daha kesin bilgiler mutlaka vardır ama bizim onlara erişme şansımız yok.
Peki bu çok yüksek bir rakam mı? Her sene bu zamanlarda bu kadar meningokok olabilir. Belki bu sene birazcık daha fazla olmuş olabilir ama bir salgın var algısını kaldırmak lazım. Biliyorum ki anneler ve babalar ciddi panikteler. Bir salgın var diyebileceğimiz bir şey yok ama bazı yerlerde meningokok vakalarında bir artış olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.
"7-8 İLDE MENENJİT VAKASI VAR"
Meningokok vakalarının Kocaeli, Sakarya, İstanbul, İzmir, Antalya, Eskişehir ve Düzce'de görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Çokuğraş, "Ama bunlar her zaman olan vakalar, çok büyük bir vaka artışı yok" dedi.
"SON 10-15 YILDA VAKALAR AZALDI"
Çokuğraş, meningokok menenjitin korkulan bir hastalık olduğunu vurgulayarak, "Asistanlığımız döneminde günde 5-6 tane vakaya meningokok menenjit tanısı koyardık, tedavi ederdik. Bu hastaların bazıları da kaybedilirdi. Dolayısıyla son 10-15 yıldır menenjit ülkemizde büyük ölçüde azalmıştır.
Meningokok menenjitte beyni saran zarların iltihaplanmasından bahsediyoruz. Menenjit yapan üç tane bakteri ve virüsler var. Üç grup mikrop var; bir tanesi pnömokok (zatürre) denilen mikroplar. Buna karşı zatürre aşısı olunuyor. Bu aşı hem zatürreden hem menenjitten koruyor. İkincisi haemophilus influenza denilen bir mikrop var; o da bizim rutin aşılama programımızda var. Bütün çocuklar ona karşı aşılanıyor. Dolayısıyla bu iki mikroba karşı olan menenjitleri görmüyoruz. Meningokok dediğimiz bir başka grup mikrobumuz var ki; bunun da beş çeşidi var. Buna karşı da aşı var ama henüz bizim aşılama programımızda yer almıyor” dedi.
MENENJİT BELİRTİLERİ: YÜKSEK ATEŞ, KUSMA VE BAŞ AĞRISI
Çokuğraş, Yüksek ateş, kusma, baş ağrısı üçlüsüyle giden bir hastalık. Bazen çocuklar havale geçirebilirler. Menenjit tedavi edilmediği zaman ya da tedaviye geç kalınlığında ciddi hasarları olabilen birtakım nörolojik sekeller (hastalıktan sonra geriye kalan işlev ve doku bozukluğu) bırakabilen ya da ölümcül olabilen bir hastalıktır. Özellikle yenidoğan döneminde bu hastalık geçirildiğinde çocuğun körlük, sağırlık ve felçle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Çocuk kusuyorsa, yüksek ateşi ve baş ağrısı varsa mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde doktora, tercihen bir hastaneye götürmek lazım" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Çokuğraş, "Hastalığa erken tanı koymak çok önemli ve neyse ki pek çok mikroba karşı bir aşımız var. Özellikle pnömokok ve haemophilus influenzaya karşı büyük ölçüde koruyan bir aşımız var. Her şeyden önce şüphe etmek lazım."
MENENJİT NE ZAMAN ÖLÜMCÜL?
Menenjitin tedaviye geç başlandığında ölümcül olabileceğini söyleyen Çokuğraş, diğer risk faktörlerini ise şöyle sıraladı: "Çocuğun yaşı çok önemlidir. Yenidoğan dönemindeyse, 3-4 haftalıksa ölümcül seyredebilir. Çocuğun maruz kaldığı mikrobun cinsi de önemli. Son zamanlarda rastlanan meningokok dediğimiz mikrop çok hızlı ilerleyerek ölüme neden olan bir mikroptur. Çocuk gözünüzün önünde, saatler hatta dakikalar içerisinde kötüleşebilir. Onun için çok hızlı müdahale etmek gerekir. Çocuğun bağışıklık sistemi de çok önemlidir. Bağışıklık sistemini baskılayan birtakım başka hastalıklarının olması ya da bağışıklık sistemini baskılayan birtakım ilaçları kullanıyor olması hastalığın daha ağır seyretmesine, hatta ölümcül olmasına neden olabilir."
MENENJİT NASIL BULAŞIYOR?
Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, meningokok, pnömokok ve haemophilus influenza gibi hastalıkların solunum yoluyla bulaştığını söyleyerek, şunları söyledi: "Karşılıklı konuşurken damlacık enfeksiyonuyla ve yakın temasla bulaşan hastalıklardır. Menenjitler çok nadiren komşuluk yoluyla da oluşabilir. Yani çocuğun bir orta kulaklık iltihabı vardır ve pnömokok dediğimiz mikrop orta kulaktan beyine ve beyni saran zarlara gidebilir ya da çocuğun sinüziti vardır; sinüzitten oraya ulaşır. Ancak bunlara sık rastlanmaz."
"PANİĞE GEREK YOK"
Ailelerde bulaşıcılığı sebebiyle meningokoka karşı bir endişe olduğunu ifade eden Çokuğraş, "Çocuğunun okulunda ama üç kat yukarıdaki sınıfında yer alan menenjitten şüphe ediyorlar. Bu korkulacak bir şey değil. Buradan bulaşma şansı yok. Ancak sınıfta, çocuğunuzun yanındaki arkadaşı hasta ise hastalık bulaşabilir. Çocuk sınıfta 5-6 saat hasta çocukla beraber kalırsa, öpüşme gibi yakın temasta bulaşma olabilir. Menenjite yakalanan çocuğun evde bir kardeşi varsa ya da ev ziyaretlerinde, 3-4 saat aynı evde kalınırsa yine menenjit kapılabilir. Yan sınıftan, yukarıdaki sınıftan bir bulaşma söz konusu olamaz. Okullarda böyle bir şey olduğu zaman paniklemeye gerek yok. Aileleri bilgilendirmek lazım. Okullar da bunu doğru bir şekilde yapıyor zaten" dedi.
HASTAYLA YAKIN TEMAS SÖZ KONUSUYSA...
Menenjit hastasıyla yakın temas söz konusuysa önleyici tedavi yapıldığını kaydeden Çokuğraş, "Örneğin hasta çocukla aynı sırada oturan bir başka öğrenci ya da evdeki kardeşe karşı koruyucu birtakım antibiyotikler kullanılıyor. İki günlük bir tedavi bile yeterli. Bu tamamen koruyucu, temas eden kişiye bulaşma olasılığı var diye yapılan bir önleyici tedavidir" diye konuştu.
MENENJİT NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, menenjitin yatarak, hastanede yapılan bir tedavisi olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Damar yolundan kullandığımız birtakım ilaçlar var. Mikrobun cinsine, çocuğun yaşına, hastanın ağırlığına göre değişiyor. Birtakım özel tedavi protokollerimiz var, hastalara onları uygularız. Ortalama bir hafta sürer. Bazı mikroplarla daha uzun süre tedaviler söz konusu olabilir. Eğer yenidoğan menenjitiyse o zaman üç haftaya kadar uzayan menenjit tedavileri olabilir. Klasik tedavi genellikle bir hafta kadardır ya da ateş düştükten sonra iki üç gün daha tedavi sürdürülür" yanıtını verdi.
"MENİNGOKOK AŞISI RUTİN AŞILAMA PROGRAMINDA OLMALI"
Meningokok aşısı olduğunu ancak bunun rutin aşılama programında yer almadığını aktaran Prof. Dr. Çokuğraş, Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulundu: "Mümkünse rutin aşılama programında olmayan başta meningokok olmak üzere rotavirüs gibi aşıların da hızlı bir şekilde aşılama programına katılması gerekir. Bu son derece önemli."
AİLELERE AŞI ÇAĞRISI
Ailelere, meningokoklara karşı çocuklarını aşılatmaları çağrısında bulunan Çokuğraş, "Aşı çok ucuz bir aşı değil. Onun için devletin bunu üstlenmesi gerekiyor. Kabaca 2 tür meningokok aşısı var. Beş çeşit olan meningokok mikrobunun dördüne karşı bir ortak aşı var. Bir de B tipine karşı ayrı bir aşı var. Türkiye'de bu beşini de kapsayacak bir aşı yok. Dolayısıyla her ikisi için de aşı yaptırmamız gerekiyor. Aşı alınıp özel sağlık kuruluşunda ya da aile sağlığı merkezinde yaptırılabilir. Aileler mümkünse çocuklarının aşılarını kısa sürede yaptırsınlar" diye konuştu.