Kukumas, Haravgi’ye verdiği özel söyleşide, “Orta Doğu’da olanlar da, Kıbrıs’ın savaş üssüne ve katliamda yabancı orduların trafik görevlisi haline getirilmesi de hepimizi ilgilendirir.” dedi.
Kukumas, Hristodulidis hükümetinin “tarihin doğru tarafında durdukları” yönündeki açıklamasını hatırlatarak, “Netanyahu ve faşist İsrail hükümeti tarihin doğru tarafında mı duruyor? 10 bin çocuğu, toplam 40 bin insanı katleden doğru tarafta olabilir mi?” sorularını yöneltti.
Rum yönetiminin, “Filistin kıyımından olmasa da savaşa müdahil olan ve Ada’yı hedef haline getiren yabancı orduların varlığının ülke güvenliğini soktuğu riskten sarsılması gerektiğini” söyleyen Kukumas, “İsrail tarafından uygulanan soykırım ve uluslararası hukukun ayaklar altına alınması karşısında susarsa yarın kendi durumu için destek istediğinde kapılar yüzüne kapanacak” dedi.
Kukumas, Rum yönetiminin “Netanyahu’yu korumasının ve İsrail barbarlığını kınanamamasının” Anastasiadis ve Hristodulidis hükümetlerinin İsrail devletiyle askeri iş birliği politikasının bir uzantısı olduğunu belirtti.
2017’de İsrail ile yapılan ve birbirlerinin askerlerinin birbirlerinin toprağında konuşlanmasını düzenleyen anlaşmaya AKEL’den başkasının karşı çıkmadığını hatırlatan Kukumas, önceki yıllarda İsrail askerlerinin, coğrafyası, iklimi ve topografyası Güney Lübnan ve Güney Suriye benzediği gerekçesiyle Güney Kıbrıs’ta gerek meskun bölgelerde, gerek Trodoslarda tatbikat yapmasını sadece AKEL’in eleştirdiğini anımsattı.
Kukumas, Rum Savunma Bakanının geçen Temmuz’da Evangelos Florakis deniz üssünün “insani ve diğer faaliyetler için dost devletlere hizmet vereceğini” açıkladığını hatırlatarak, “Bu diğer faaliyetler neler?” diye sordu.
Rum tarafında AKEL dışında kimsenin “ada sakinlerinin tamamı için büyük tehlikelerin mıknatısı” diye nitelediği İngiliz egemen askeri üslerinden söz etmediğine vurgu yapan Yorgos Kukumas, “Barut kokan bir bölgede ve bir dönemde bu Batı seviciliği, ABD ve İsrail ile aynı safta olmak ateşle oynamaktır” uyarısında bulundu.
