Birlik, halk sağlığını korumak adına atılması gereken adımları; cankurtaran bulunması kuralının denetlenmesi, deniz ve havuz sularının analizlerinin yapılması ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılması, Mavi Bayrak kriterlerinin benimsenmesi, plajların sezon öncesi risk değerlendirmesine tabi tutulması, plajların çevresel temizlik, altyapı ve hijyen koşullarının denetlenmesi, halkın kullanımına açık havuzların analiz sonuçlarının açıklanması olarak sıraladı.

“Deniz ve havuz sularının sağlık riskleri görmezden gelinemez”

KTTB Yönetim Kurulu adına Başkan Prof. Dr. Ceyhun Dalkan ve Çevre ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Cemal Mert imzalı açıklamada, halkın serinlemek ve dinlenmek için sahillere yöneldiği ancak sahillerde ve havuzlarda hijyen ve güvenlik koşulları konusunda “ciddi eksiklikler” gözlemlendiğini belirtildi. Açıklamada, “KTTB olarak, halk sağlığını ilgilendiren bu hayati konuda yetkilileri acilen göreve çağırıyoruz” denildi.

Deniz ve havuz sularında mikrobiyolojik ve kimyasal kirlenme riskinin yaz aylarında arttığına işaret edilen açıklamada, E.coli, salmonella, norovirüs, enterovirüs gibi patojenlerin gastrointestinal enfeksiyonlara; cryptosporidium ve giardia gibi parazitlerin ise ateş, ishal, kusma ve karın ağrısına neden olabildiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, ayrıca, deniz ve havuz sularında bulunması muhtemel ağır metaller ve pestisitler gibi kimyasal kirleticilerin uzun vadeli kronik sağlık sorunlarına, hatta kansere yol açabildiği uyarısında bulunuldu.

Açıklamada “Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı, 2025 yaz sezonu boyunca deniz ve havuz sularında düzenli analizler gerçekleştirmeli, bu analizler akredite laboratuvarlarda, uluslararası standartlara uygun şekilde yapılmalı ve sonuçlar şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.” ifadelerini kullandı. Açıklamada, geçen yıl olduğu gibi, yaz aylarında plajlarda ve kamuya açık havuzlarda analizler yapıldığı yönündeki “yüzeysel” ve “detay” içermeyen açıklamaların halkı “tatmin etmediğini” de vurgulandı.

“Plajlarda güvenlik yok: İlk boğulma vakası ihmalin göstergesi olacaktır”

Yaz sezonunda yaşanması muhtemel ilk boğulma vakasının, bu yıl da plajlarda gerekli can güvenliği önlemlerinin alınmadığının “acı bir göstergesi” olacağı uyarısında bulunulan açıklamada, 2024 yılında 14 insanın denizlerde boğularak hayatını kaybettiği anımsatıldı.

ÇALINTI KARTLA ALIŞVERİŞ YAPTI SINIR KAPISINDA YAKALANDI ÇALINTI KARTLA ALIŞVERİŞ YAPTI SINIR KAPISINDA YAKALANDI

Açıklamada şu şunları kaydedildi:

“Defalarca uyardık; bu ölümlerin büyük çoğunluğu önlenebilirdi. Ancak İçişleri Bakanlığı ve yerel yönetimler, Plajların Kullanımı ve Denetimi Yasası’nın 10. maddesini uygulamakta ısrarla yetersiz kalmaktadır. Yasaya göre, plaj işletmecileri gerekli can kurtarma önlemlerini almakla yükümlüdür ve bu yükümlülüğün takibi İçişleri Bakanlığı ve ilçe kaymakamlıklarının sorumluluğundadır. Ne yazık ki pek çok plajda hâlâ cankurtaran bulunmamakta, tehlikeli bölgeler işaretlenmemekte, uyarı levhaları ve güvenlik ekipmanları eksik bırakılmaktadır. Bu açıkça kanun ihlâlidir ve halkın can güvenliğini tehlikeye atmaktır.”

Birlik taleplerini 6 başlık altında sıraladı

Halk sağlığını korumak adına “derhâl” atılması talep edilen adımlar altı başlık altında şöyle sıralandı:

1. Her plajda eğitimli ve tam zamanlı cankurtaran bulunması kuralı sıkı şekilde denetlenmeli.

2. Deniz ve havuz sularının mikrobiyolojik ve kimyasal analizleri düzenli yapılmalı; sonuçlar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalı ve plajlara asılmalıdır.

3. Mavi Bayrak kriterleri, tüm plajlar için asgari standart olarak benimsenmelidir.

4. Plajlar sezon öncesi risk değerlendirmesine tabi tutulmalı; yetersiz olanlara ruhsat verilmemeli, hizmet vermesi engellenmelidir.

5. Çevresel temizlik, çöp yönetimi ve altyapı koşulları yerinde denetlenmeli; plaj çevresindeki hijyen koşulları düzeltilmelidir.

6. Halkın kullanımına açık havuzların analiz sonuçları acilen açıklanmalı, gerekli önlemler hızla alınmalıdır.”

Açıklamada, “Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi, İçişleri Bakanlığı, İlçe Kaymakamlıkları, Çevre Dairesi ve yerel yönetimler bu konudaki sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirmelidirler” denilerek, devamla şu ifadelere yer verildi:

“Bu yaz da ‘aynı ihmal zinciri’ devam ederse, yaşanacak her yeni sağlık sorunu ve her yeni can kaybı, bu ihmalkâr yöneticilerin sorumluluğunda olacaktır. Halkımız ve ülkemize gelen turistler sahillerde ve havuzlarda sağlığından endişe etmeden serinleme hakkına sahiptir. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Yetkilileri derhâl harekete geçmeye ve halk sağlığını korumaya çağırıyoruz.”