Stratcom Summit'24'te konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "Kıbrıs sorununu yaratan uluslararası toplumun kendisidir ve Kıbrıs sorununu yanlış tanımlamaktadırlar." dedi.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda karşı karşıya kalınan "yanlış bilgilendirme kampanyalarındaki zorluklara" dair KKTC'nin iletişim alanındaki vizyonu konusunda  değerlendirmelerde bulundu.

Ertuğruloğlu, "Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum halkları arasında siyasi eşitlik temelinde kurulmuştur. 3 yıl sonra ise Rumlar, silah zoruyla Türkleri tüm hükümet ve devlet mekanizmalarından atarak Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ne dönüştürdü." ifadelerini kullandı.

Direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü yoğun bakıma alındı Direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü yoğun bakıma alındı

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası tarafların Kıbrıs sorununu dünyanın geri kalanına yanlış tanıttığına dikkati çeken Ertuğruloğlu, "Kıbrıs sorununu yaratan uluslararası toplumun kendisidir ve sorunu yanlış tanımlamaktadırlar." şeklinde ifade etti.

"Kıbrıs Türklerinin sesi duyulmuyor"

 Ertuğruloğlu, Uluslararası platformun Kıbrıs Türk halkının işlerini kolaylaştırma veya davalarını anlatmalarına imkan sağlama yönünde bir adım atmadığını aksine adanın gerçeklerini paylaşmalarının engellediğini söyledi.

Ertuğruloğlu, KKTC'ye karşı hala yürürlükte olan her türlü ambargo ve kısıtlama nedeniyle dünyanın geri kalanı tarafından duyulan yanlış bilgi ve bu bilgileri yayan propaganda makinesine karşı kendilerinin gerçeği temsil ederek cevap verme gayretinde olduklarını vurguladı.

Bakan Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs Türklerinin sesi duyulmuyor. Kimse hikayenin Kıbrıslı Türk tarafını dinlemek istemiyor. Kimse gerçekten dinlemek istemiyor çünkü BM'de 5 ülke yanlış bilgilendirme ortamı yarattı. Bu ülkelerin dünyanın geri kalanında da bir etki alanı var. Kıbrıslı Rumları eleştirmek için her türlü nedenimiz var çünkü ilk günden bugüne kadar bize haksızlık yapıyorlar ama eleştirilmesi ve kınanması gereken asıl taraflar, Kıbrıslı Rumların işledikleri cinayetlerin yanlarına kâr kalmasına izin veren BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve AB'nin başını çektiği uluslararası toplumdur. Kıbrıslı Rumlara bize karşı ambargo uygulama fırsatı veren bu aktörlerdir."

"Stratejik iletişim ve dijital diplomasi ile de ilgileniyoruz"

Ertuğruloğlu, KKTC'li yetkililerin ve kendisinin yapay zeka araçlarını etkin bir şekilde kullanmak istediklerini vurgulayarak "stratejik iletişim ve dijital diplomasi ile de ilgilendiklerini" belirtti.

KKTC'nin tüm iletişim çabalarına ve stratejilerine rağmen uluslararası toplumun hatalarını düzeltmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Bakan Ertuğruloğlu, "Ancak buradaki kritik nokta, bu yeni araçları ne kadar etkili bir şekilde uygulayabileceğimizden bağımsız olarak, her şeyin uluslararası toplumun Kıbrıs adasının gerçekleriyle yüzleşmeye ve Kıbrıslı Rumların yaptıklarının yanlarına kar kalmamasına yönelik siyasi iradesine bağlı olduğudur. Kıbrıs adası, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların ortak evidir. Kıbrıs Türk halkı hiçbir zaman Helenik Kıbrıs'ın etnik ayrılıkçı bir azınlığı değildir. Kıbrıs adası hiçbir zaman Helen adası olmamıştır. Tam tersine, Kıbrıs adası 300 yılı aşkın bir süre boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olmuştur."şeklinde ifade etti.