Yeni Boğaziçi Belediye Başkanı Katip Demir, belediyeye ait bir su tankerini usulsüz şekilde hurdacıya satmakla suçlanıyor. Bu satışın belediye meclisinin onayı ve deftere işlenmesi gibi yasal prosedürler yerine getirilmeden, yalnızca birkaç yakın destekçisinin onayıyla gerçekleştirilmesi büyük tepki topladı. “Ben yaptım oldu” anlayışıyla hareket eden Demir’in bu adımı, “Belediye başkanlığı mı yapıyor, yoksa kendi kurallarını mı koyuyor?” sorusunu gündeme taşıdı. Üstelik, yalnızca bu usulsüz satışla değil, resmi belgelerde sahtecilik yaptığı iddialarıyla da gündemde.
İddialara göre, bu ziyaretlerde Demir, davayı gündemden düşürmek için kişisel bağlantılarını seferber ediyor ve yargı sürecini etkisiz hale getirmeye çalışıyor.
Bu “tanıtım turu” eleştirilere de kapı araladı. Vatandaşlar, “Bir su tankeri eksikti, onu da sattı; şimdi de adaleti satmaya mı çalışıyor?” diyerek durumu tiye alırken, hukukçular, bu tür girişimlerin yargıya olan güveni zedelediğini belirtiyor.
Yasalara aykırı satışın bir “diktatörlük sevdası” mı, yoksa daha büyük bir yolsuzluk ağının parçası mı olduğu sorusu ise hâlâ yanıt bekliyor. Halk arasında, “Bu satış sadece buzdağının görünen yüzü mü?” tartışmaları sürerken, Katip Demir’in yönetim anlayışı, şeffaflık ve hesap verebilirlikten oldukça uzak görünüyor.
