İtalyadan yürüyerek yola çıkan gezgin Nicolo Guarrera, mola verdiği Düzce'de camide kalmak istedi. İmama bahçeye çadır kurmak istediğini söyleyen gezginin kıyafetlerinin ve ayakkabılarının ıslak olduğunu gören imam cami içerisinde kalabileceğini iletti. Camiyi ve cemaati inceleyen İtalyan gezgin burada 4 gün geçirdi.
Kirazlı Köyü İmamı Himli Yılmaz, Nicolo'ya ilgi gösterip yemek verdi.
Gezgin, bahçesinde çadır kurmak istediği camide imamın misafirperverliğine hayran kaldı.
Dünya turu kapsamında yaklaşık 3 ay önce Türkiye2ye gelen 29 yaşındaki Nicolo, Düzce'den geçtiği sırada hava muhalefeti nedeniyle merkez ilçeye bağlı Kirazlı Köyü Camisinin bahçesine sığınmıştı.
Cami imamı Hilmi Yılmaz ile karşılaşan Guarrera, caminin bahçesine çadır kurarak dinlenmek istediğini söyledi. Guarrera'nın kıyafetlerinin ve ayakkabılarının ıslak olduğunu gören Yılmaz, cemaatle konuşarak çadır yerine cami içerisinde kalabileceğini iletti.
Nicolo, camiye gelişini ve gördüğü ilgiyi sosyal medya hesaplarından da paylaştı. Ezio isimli bir tekerlekli aracı olan Nicolo, çadır kurmak istediğini ama imanın kendisini caminin içinde kalmaya davet ettiğini söyledi.
Bu ilgiden büyük memnuniyet duyan Nicolo, hesabından camiyi anlattı, yerden ısıtmalı camideki battaniye ile mutlu şekilde kaldığını aktardı.
Nicolo, camide kalırken bir yandan da sosyal medya hesabından palyaşımlar yaptı. Tuvaleti ve abdesthaneyi paylaşan İtalyan gezgin, "imam ayakkabılarımı almış benim için temizlemiş" diyerek duygulandığını söyledi.
Cami imamı Hilmi Yılmaz da Nicolo'nun namaz esnasında cemaatle birlikte oturmasından ve saygısından memnun kaldı. Bir isim konusunun açıldığını aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
"Benim ismim Muhammed Hilmi' dedim, o da Nicolo dedi' Karadenizli olduğum için şakayla 'Nicolo olmaz' dedim, işaret ederek ona 'Muhammed Hilmi seninki de Muhammed Nicolo' dedim."
Bu konuşma sırasında Nicolo, Muhammed yerine İbrahim ismini benimsedi ve kelimei şehadet getirdi. İmam Yılmaz, Nicolo'nun düzgün ve doğru şekilde kelime-i şehadet getirdiğini söyledi.
Aynı bölgede geçtiğimz yıllarda, Sakarya'da, motosiklet kazasında kaybettiği arkadaşının ailesinin hayatı ve ziyaret ettiği camilerden etkilenerek Müslümanlığı tercih eden İtalyan Daniele Silvestri, Burak ismini almıştı.
CAMİ İÇERİSİNE DAVET ETTİ, AYAKKABILARINI YIKADI
Bu durumu fark eden cami imamı Hilmi Yılmaz, cami cemaati ile görüşmesinin ardından yabancı turistin cami içerisinde konaklayabileceğini belirtti.
İmamın yönlendirmesi ile cami içerisinde kendisine yer verilen yabancı turist için yerden ısıtmalar da çalıştırıldı.
Havanın yağışlı olması sebebi ile ayakkabılarının çamurlandığını fark eden cami imamı turistin Ayakkabılarını yıkayıp, kendisine teslim etti.
"TÜRKİYE'DE GÖRDÜĞÜM MİSAFİRPERVERLİĞE DİYECEK SÖZÜM KALMADI"
Yabancı turist daha sonra abdesthaneye giderek burada üstünü değiştirmesi ve daha sonra camide okunan Kur'an tilavetini dinlediği anları montajlayarak sosyal medyaya şu not ile paylaştı:
Gerçek misafirperverlik: lafı esirgemeden karşılanmak, tok olduğunuzu söyleyerek doyurulmak, yalnız bırakılmak yerine Misafir kabul etmek ve kucaklaşmak. İmam hiç bir şey söylemeden ayakkabılarımı bile yıkıyor, sürpriz. Onu banyoda şahsen fırçalarken buluyorum ve onu durdurmaya çalıştığımda omuz silkiyor ve gülümseyerek temizlemeye devam ediyor, bunun anlamı olması gereken bir şey söylüyor Endişelenme, bunu isteyerek yapacağım. Gerçekten Türkiye'de gördüğüm misafirperverliğe diyecek sözüm kalmadı.
"ÜSTÜ BAŞI ISLAK, AYAKKABILARI ÇAMURLUYDU"
Cami imamı Hilmi Yılmaz ise, o gün yaşananları şöyle anlattı:
İkindi namazının çıkışıydı. Namazı kılıp camiden çıktığımızda bahçede misafirimizi gördük. Hoş geldin dedik kendi dilimizce. Üstü başı ıslak, ayakkabıları çamurlu olduğu halde biraz dinlenmek istiyorum gibi bir şeyler söyledi. 'Çadır kurabilir miyim?' diye sordu. Bizde soğukta dışarda kalmasını içimiz el vermedi. Cemaatimiz ile beraber içerde kalabilir diye uygun gördük. O gece camimizde misafir ettik. İçeri girdi, o şekilde dinlenmeye başladı. Nicola kardeşimiz içeri girip dinlenmeye başladıktan sonra ben dışarı çıktığımda ayakkabılarının çamurlu ve ıslak olduğunu gördüm.
"GİYERKEN KURU BİR AYAKKABI GİYSİN İSTEDİM"
Tekrar ıslak ayakkabıyı giymesine gönlüm izin vermedi. Bizde öyle giyemeyiz diyerek misafirimizi hürmet etmek için ayakkabılarını temizlemek için aldım. Giyerken kuru bir Ayakkabı giysin istedim. Abdesthane'de ayakkabılarını temizlerken, üstünü değiştirmek için dışarı çıkmıştı. Benim ayakkabım nerede diye araştırırken çocuklar ‘Hocamız ayakkabılarını temizliyor' demişler. Abdesthanede üstünü değiştirmeye girdiği esnada benim ayakkabıları temizlediğimi görünce çok şaşırdı. ‘Ne gerek vardı' dedi. Ben de siz misafirsiniz diyerek yıkanması gerektiğini söyledik.
"GÖZLERİ KAPALI BİR ŞEKİLDE TİLAVETİ DİNLEDİ"
Camide yatsı namazı öncesinde Kur'an-ı Kerim okumaya başladığında Nicola Guarrera'nın kıbleye karşı uzattığı ayaklarını toparlayarak dizinin üzerine geçip gözleri kapalı tilaveti dinlediğini belirten İmam Yılmaz, şöyle konuştu:
Akşam namazından sonra tekrar yatsı namazı için camiye geldiğimde biraz Kur'an tilaveti yapayım dedim. İçeri girdiğimde o dinleniyordu. Camide ayakları kıbleye karşı oturuyordu. Ben kendisine rahatsızlık vermek istemeyerek geçtim ve Kur'an okumaya başladım. Kur'an okumaya başladığımı görünce yabancı arkadaşımız ayaklarını kıbleden kaldırarak müezzinlik olan alana gelip beni dinlemeye başladı. Oradan da kalkıp ön safa gelip dizlerinin üzerine oturdu. Kur'an-ı Kerim'i ben okurken gözleri kapalı bir şekilde tilaveti dinledi. Biz yatsı namazını kılarken, o da kendince yatsı namazını bizimle birlikte eda etti. Yatsı namazının ardından camimizin ortasında kendisi ile sohbet ettik.
Hepimizi Allah'u Teala'nın yarattığını belirttik. Cami duvarlarında yazan Arapça kelimeleri görmüş oldu. Elimizin içindeki Allah'u Teala'nın 99 isminin yazılı olduğunu sağ elimizde 81 sol elimizde ise 18 isminin yazılı olduğunu gösterdik. İsimlerini ve her şeyini insanlara bahşetmiş olduğunu söyledik. Herkesin ellerine yazmış, kimin alnına yazmış olduğunu gösterdim. Kendi elinin avucunu gösterdik o da açıp baktı. Biz işaretlerle, kendisi ile anlaşmaya çalıştık. Arada sevgi ve muhabbet ile oda bir insan olması hasabiyle bir şekilde anlatmaya çalıştık ve misafir olduğu için elimizden geldiğince onu burada ağırlamaya ve anlaşmaya çalıştık.
(Kaynak: NTV-HABERLERTÜRKİYE)