Geleceğimiz eşittir: Kaygı! 

Gelecek konusunda eminim ki pek az insan kaygısız. Kısacası, ülke olarak çoğunlukla mutsuzuz. Ve ümitsiziz. Ve veya umutsuzuz. Üzgünüz, ne bileyim işte, çaresiziz. Sinirlerimiz bozuk veya stresliyiz.

                 *

Ya, ne idik de ne olduk, arkadaşım? Eskiden, bir ailede bir kişi çalışırdı, şimdiye bakın hele, yedi sülalemiz çalışsa, ne yazar? Bakkal eşyası öyle bir değer kazanıyor ki hiç sorma gitsin! 

Gerçi, o ne ki?

Geçen gün, arabama benzin almaya gittim. Benzinci, "Ne kadar?" diye sordu. Dedim, "400 TL" ve bir dakika kadar bekledim. "Tamamdır," dedi benzinci. Ardından, arabayı çalıştırdım. Gözüm göstergedeydi. Benzinci, "Tamamdır," diye yineledi. Arabayı çalıştırıp orada öylece bırakıp da beklememe o da şaşkınca bana baktı. Evet, ışık sönüyor ama ibre kıpırdamadı gibime geldi. Çaresizce, oradan ayrıldım. Neyse ki, yavaşça yukarı tırmandı. E birkaç gün idare eder. 

                  **

Bu sahte diploma olayı bir kez daha aklıma takıldı. Zira, bu kez, bazı kaynaklar, birçok üniversite mezununun bu duruma bağlı olarak, kendilerin de şüpheli sayılabilecek bir halde olacağı endişesi içinde olduklarını söylüyor. 

Bu durum bize, ülkemizde bulunan üniversitelerin nasıl itibar kaybettiğini en acı tablo ile gösteriyor. Oysa ne güzeldi, kişi başına bir tane düşüyor bunlardan, tüh, yazık oldu! 

Bu arada, gençler dahi endişeli. Söz konusu, okula daha başlamayan gençler, şimdiden gelecek konusunda kaygılı! Okuyan ne desin, ya bitiren? 

Daha önceki yazılarıma bir bakın, isterseniz. 

Zaten, alt yapı yok. Kendi ayakları üstünde durmayı tercih eden gençler, veliden geçiniyor. Kitap pahalı. Ders parası dövize endeksli. Kayıt parası öyle. E, baba parası yemek istemeyen gençler, gurur hastalığına yakalanmış. Hocalar yüksek lisans yapın diyor. Doktora dahi yetmez diyor. E, ne yapalım yani? Ordinaryus da mı olalım? O mu eksik kaldı, şimdi? Hocalara asistanlık soranlar, ihtiyaç yok, cevabını alıyor. Peki, kaç tane ihtiyaç fazlası bölüm kapatıldı? 

Ya dört beş sene sonrası? Üniversiteli gençler ne iş yapacak? Bu bir. Yine mi her gence devlet kapısı? Bu iki. Ya, asgari ücretle kim nasıl geçinecek? Bu da üç. Döviz şakası devam ediyor. Bu da dört. Son sorum, acaba yılan nasıl kırkılır? Ha, pardon, unutmuşum. Zeytin çekirdeği nasıl perdahlanarak yenir? Bunlar mümkün mü? Yetkililere soruyorum.