KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, konuyla ilgili açıklamasında, tüzükte ihtiyaç duyulan güncellemelerin yapılmayıp, sadece ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki çocukların başının örtülmesine imkan sağlayacak maddenin değiştirildiğini ileri sürerek, buna karşı mücadele vereceklerini belirtti.

Bakanlar Kurulu ve Eğitim Bakanını da eleştiren Eylem, “Tüm çocukların parasız, nitelikli, laik, bilimsel eğitim alabilmesi devletin ve bu konudaki paydaşların temel sorumluluğudur” dedi.

Eylem, “Uzun süredir artan şiddet ve akran zorbalığına dair somut verilerle Disiplin Tüzüğü'nün güncellenmesi gerektiğini ortaya koymamıza rağmen, hükümet bu konuda hiçbir adım atmamış, ancak siyasi bir karar alarak eğitim sistemimize ideolojik bir müdahalede bulunmuştur. Bu dayatmaya karşı her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da eğitim sisteminin dinselleştirilmek istendiğini ifade eden Eylem, "İlahiyat kolejleri, Kuran kursları, dini vakıf ve dernekler, zikir evleri, Çanakkale kampları gibi uygulamalarla toplum mühendisliği yapılmak isteniyor. Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan bu muhafazakâr politikalar, toplumsal hoşgörüyü yok etmeye, halkı kutuplaştırmaya yöneliktir. Ancak bizler bu dayatmalara boyun eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Eylem, Türkiye'nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bazı maddelerine çekince koyarak çocuklar arasında din ve kültürel temelli ayrımcılığı meşrulaştırdığını hatırlatarak, "18 yaş altındaki çocukların başörtüsü takmasının bir özgürlük meselesi değil, ayrımcılık ve baskı aracı olduğunu biliyoruz. Anayasa ve AİHM kararları, devletin dini olmadığını ve dini sembollerin eğitim kurumlarında ayrıştırıcı bir unsur olduğunu açıkça ortaya koymaktadır" dedi.

 "Eğitimde dinî muhafazakarlaştırma, dindar nesil yetiştirme, sorgulamayan, biat eden bir toplum modeli yaratılmaya çalışıldığını” iddia eden Eylem, Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan ekonomik, siyasi, sosyal politikaların kalıcılaşması için toplumsal farklılıkları ve hoşgörüyü yok etmeye, bölmeye, halkı birbirine düşman etmeye çalışıldığını savundu.

Özersay: "İşbirliği Modeli'ne vurgu yapılması dikkate değer" Özersay: "İşbirliği Modeli'ne vurgu yapılması dikkate değer"

Konunun “ne özgürlük, ne de kıyafet meselesi” olduğunu söyleyen Eylem, amacın “dinî, muhafazakâr bir toplum yaratma olduğunu” kaydetti. Eylem, “AİHM kararlarında, Anayasa'da devletin dini yoktur ve herhangi bir dinî örtünmenin de ideolojik sembol olduğu, ayrıştırıcı olduğu nettir” dedi.

(Kaynak: Kıbrıs Gerçek- Kıbrıs Postası)