KIB-TEK Genel Müdürü Dalman Aydın’ın, son dönemde yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili Haber Kıbrıs’a yaptığı açıklamalar, ülkenin enerji yönetiminde yıllardır birikmiş sorunların üstünü örtmeye çalışan bir savunma gibi. Aydın, sorunun "giderildiğini" belirtiyor, ancak bu açıklamalar sorunun köklerine inmekten uzak. Ülkenin enerji altyapısındaki yetersizlikler göz ardı ediliyor.

Gazimağusa ve İskele’de Yarın Elektrik Kesintisi Gazimağusa ve İskele’de Yarın Elektrik Kesintisi

Aydın’ın “Geçen yıla göre talep yüzde 50 arttı” şeklindeki açıklaması, enerji talebindeki artışın kesintilere neden olduğunu iddia etse de bu durumun yönetimsel bir zaafiyeti işaret ettiğini unutmamak gerekir. Talebin bu kadar ciddi bir şekilde artabileceği öngörülemediyse, bu durum, enerji planlamasında ciddi bir zafiyetin olduğunu gösterir. Enerji talebinin mevsimsel ve yıllık dalgalanmalarına karşı hazırlıklı olunmaması, kurumun stratejik planlama eksikliğinden kaynaklanıyor

Daha da vahim olan ise 4 yıldır bozuk olan bir jeneratörün devreye alınacak olmasının, bir başarı gibi sunulması. Bu durum, kamuya ait hayati bir altyapı tesisinin, yıllarca ihmal edildiğini ve bu ihmalkarlığın, bugünkü krizlerin ana nedenlerinden biri olduğunu gözler önüne seriyor. 17.5 KW gücünde bir jeneratörün 4 yıl boyunca devre dışı bırakılması kabul edilemez bir durum ve bu durumun düzeltilmesinin “müjde” gibi sunulması, aslında kurumun başarısızlığının bir itirafı.

Aydın’ın “Depoların dibindeki yakıt kullanıldı… Bu yakıt kirli bir yakıttı” açıklaması ise enerji yönetiminde ne kadar zor durumda olunduğunu açıkça gösteriyor. Depolarda tutulan yakıtın kalitesinin düşmesi, yine bir planlama eksikliğinin göstergesi. Yakıt tedarikinde yaşanan sıkıntılar, enerji üretiminin sürdürülebilirliğini tehdit eden bir başka önemli sorun. Bu gibi durumlarda kirli yakıt kullanımı, jeneratörlerin ömrünü kısaltmakta ve uzun vadede çok daha büyük teknik ve mali sorunlara yol açacak.

Kısacası, Dalman Aydın’ın açıklamaları, KIB-TEK’in yıllardır süregelen yapısal sorunlarını maskelemeye çalışan yüzeysel bir savunma niteliğinde. Elektrik kesintileri, yalnızca geçici teknik arızalar ya da talep artışıyla açıklanamaz. Bu kesintiler, enerji yönetiminde uzun süredir var olan stratejik eksikliklerin ve yatırım yetersizliklerinin bir sonucudur. Ülkenin enerji altyapısının modernizasyonu ve sürdürülebilir bir enerji planlaması yapılmadığı sürece, bu tür krizlerin tekrar yaşanması kaçınılmaz olacak. Aydın ve ekibi, sorunu "giderdik" demek yerine, enerji sektöründe köklü bir reforma gitmek zorunda. Aksi halde, Kuzey Kıbrıs halkı daha fazla kesinti ve krizlerle karşı karşıya kalmaya devam edecek.