“BİZ DOĞAYIZ” Sergisi: Doğa ile Sanatın Birleştiği Alan

İstanbul’da “Biz Doğayız” sergisi, doğa ve sanatın birlikteliğini keşfe davet ediyor. Sergi, doğanın tanımını ve insanla olan derin bağını sanat aracılığıyla gözler önüne seriyor. Doğa, “kendi kendini var eden, canlı ve cansız unsurlardan oluşan bir yaşam bütünü” olarak tanımlanıyor. Bu yaklaşım, doğayı sadece çevremizdeki bir alan değil, aynı zamanda insanın genetik yapısını, kişiliğini ve sanatla olan ilişkisini etkileyen temel bir varlık olarak ele alıyor.

Sanatçıların tarih boyunca doğadan ilham aldığına vurgu yapan sergi, doğayı sanatın tükenmez bir kaynağı olarak görüyor. Aristoteles’in “Mimesis” felsefesi üzerinden, sanatçının doğayı taklit etme eğilimini de işleyen sergi; Hegel’in doğanın güzelliğine karşılık sanatın sınırsız hayal gücünü öne çıkaran yorumlarıyla derinleşiyor.

Sergiye katkı sağlayan kağıt sanatçıları İnci Kansu ve İsmet Tatar, doğaya duydukları sevgi ve saygıyı vurgulayarak, eserlerinde çevre dostu ve doğal malzemeler kullanıyor. Doğanın sunduğu kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmanın önemine dikkat çeken sanatçılar, aynı zamanda çevre krizlerine karşı duyarlılık mesajı veriyor.

İzleyicileri, doğa ve sanat arasındaki bağı yeniden düşünmeye çağıran “Biz Doğayız” sergisi, sürdürülebilir bir gelecek ve doğanın korunmasının önemine dikkat çekiyor. Sergi, Ahmet Telli’nin “Islık” şiiriyle doğanın direncini ve güzelliğini şu dizelerle selamlıyor:

Yabanıl ot kokuları

Parlamento tarihi dijitale aktarılıyor Parlamento tarihi dijitale aktarılıyor

getiriyor bir rüzgar

kıpırdatıyor suları

belki sonbahar

vurgun yapamayacak

yol vermeyecek sular

ve neşeli bir ıslık

tutturmuş şimdi ova

nice acıya karşılık

aşkı savunmada doğa.