Suriyeli sığınmacıların yavaş yavaş ülkelerine döneceğini de belirten Erdoğan, bunun için Yayladağı sınır kapısının açılacağını söyledi. Suriye'de karanlık dönemin bittiğine vurgu yapan Erdoğan, Türkiye'nin başka bir ülkenin toprağında gözü olmadığını ifade ederek, "Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır" diye konuştu.
"Türkiye ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye özgüvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir.
Türkiye güçlü demokrasiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah'a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz. Bugün dünden daha özgürüz. Bugün dünden daha itibarlıyız. Bugün dünden daha özgüvenliyiz. İnşallah yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzlara inat, umuda tutunmaya, umudu büyütmeye devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye ile ilgili açıklamalarına şu şekilde devam etti.
"ŞAM ASIL SAHİPLERİNİN ELİNE GEÇTİ"
Komşumuz Suriye'de 13 yıl süren savaş dün itibarıyla yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Suriye'nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken, 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca 'Türkiye karşıtı' tutumunu bir an olsun terk etmemiştir.
"UZATTIĞIMIZ ELİN DEĞERİ BİLİNMEDİ"
Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. 'Zulüm ile abad olunamayacağı' hakikati, Suriye'de bir kez daha tecelli etmişti.
"SURİYE HALKI BİZİM KARDEŞİMİZDİR, CAN DOSTUMUZDUR"
Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye'nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.
Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum, Suriye halkı bizim kardeşimizdir, tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
"TÜRKİYE'NİN BAŞKA ÜLKENİN TOPRAĞINDA GÖZÜ YOK"
Suriye'de karanlık dönem kapandı, aydınlık bir dönem başladı. Türkiye, binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye'deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım; Türkiye'nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye'deki uzantıları ne de DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır.
Suriye tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye'nin bugününe de geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen, Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye'nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir.