Büyük maymunların, dil geliştirmek için gerekli bilişsel mekanizmaya sahip olduğu bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı ile görüştü

Bir kedinin fareyi kovaladığını izlerken, beyin ikisi arasında bir ayrım yaparak kedinin eylemi gerçekleştiren "özne", farenin de eyleme maruz kalan "nesne" olduğunu anlıyor.

Dilin kalbinde yer alan bu bilişsel becerinin insanlara has olduğu düşünülüyordu.

Ancak PLOS Biology adlı hakemli dergide dün (26 Kasım) yayımlanan makaleye göre, büyük maymunlar da bu ayrımı yapabiliyor.

Araştırmacılar, 14 insan, 5 şempanze, iki goril ve iki orangutana kısa videolar izleterek tepilerini takip etti. Çalışmaya ayrıca 6 aylık bebekler de dahil edildi.

Maymunlar ve yetişkin insanlar, büyük ölçüde videolardaki özne-nesne ilişkisine dikkat etti.

Maymunların odağı, özne-nesne arasında gidip gelirken, yiyecek içeren videolarda özneye daha çok dikkat kesildiler. Ancak odağın değişmesi, ikisini ayırt edebildikleri anlamına gelebilir.

Hayvanların dikkati zaman zaman arka plana da kayıyordu. Diğer yandan insan bebekler genellikle arka planla daha çok ilgilendi.

Bilim insanlarına göre bulgular, beynin olayları sıralama becerisinin dilden önce geliştiğini gösteriyor. Daha önceden bu özelliğin, dilden sonra ortaya çıkmış olabileceği de düşünülüyordu.

Yeni çalışma ayrıca bunu yapabilen tek hayvanın insan olmadığına işaret ediyor. 

Hem diğer primatlar hem de başka hayvanlar birbirleriyle çeşitli şekillerde iletişim kuruyor. Ancak bugüne kadar insan dilleri gibi karmaşık bir sisteme rastlanmadı.

Son araştırma en azından büyük maymunların bunu yapabilecek bilişsel beceriyle sahip olduğunu gösterirken, önemli bir soruyu da beraberinde getiriyor: Neden karmaşık bir dil geliştirmediler?

Bu sorunun cevaplanması için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Fakat İsviçre'nin Neuchâtel Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Vanessa Wilson bazı tahminler olduğunu söylüyor:

Teorilerden biri, sosyal bilişimizin insan dilinin gelişiminde rol oynadığı ve toplumsal işbirliği ihtiyacımızın dünyayı algılama ve anlamlandırma şeklimizin dışsallaşmasına yol açtığını öne sürüyor.

Ayrıca insanların diğer primatlardan daha büyük beyni olması da dil gelişimini açıklayabilir. Diğer yandan büyük beynin mi dillerin ortaya çıkmasını sağladığı, yoksa tam tersinin mi sözkonusu olduğu net değil.

Wilson bu "tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan" durumu hakkında "Birinin diğerine yol açtığını söyleyebileceğimizden şüpheliyim" diyor.

Bilim insanı, eğer daha büyük beyinler dil gelişimini sağlıyorsa, ikisinin birbirini besleyeceği bir durum ortaya çıkacağını düşünüyor.

Maymunların dil geliştirmemesini açıklayan bir başka teoriye de değinen araştırmacılar, bunu mümkün kılacak "motivasyon veya kaynaklara" sahip olmayabileceklerini söylüyor.

Wilson insanların bunu yapmasının arkasında yine sosyal bilişin yatabileceğini ifade ediyor.

Hayvanların iletişim kurma yolları üzerine yapılan çalışmalar hem onların hem de insanların evrimsel yolculuğuna ışık tutuyor.

Bu tür araştırmalar ayrıca insanların sanıldığı kadar eşsiz olmayabileceğini de gösteriyor. Wilson "Kısacası, insan iletişimiyle diğer türlerin iletişimi arasındaki farkın, nitelikten ziyade seviyeyle alakalı olduğunu giderek daha fazla keşfediyoruz" diyerek ekliyor:

İletişimin karmaşık yapısının olası itici güçlerine ilişkin anlayışımızın, hâlâ buzdağının sadece görünen kısmında olduğunu söyleyebilirim.