Başbakan Ünal Üstel, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu III. Yeorgios’un 2025 Paskalya mesajını eleştirerek, “dini bir açıklamadan öte; köklü bir siyasi zihniyetin, etnik dışlayıcılığın ve tarihsel gerçeklikleri yok sayan saldırgan bir söylemin açık ifadesidir” şeklinde ifadelere yer verdi.
Üstel açıklamasının devamında;
“Zalim Türkler”, “işgalci Türkler”, “Türkleri kovma” ve “atalarımızın toprağı” gibi ifadelerle bezenmiş bu açıklama, doğrudan Kıbrıs Türk halkının meşru varlığına yöneltilmiş açık bir nefret söylemidir.
Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanarak adada bulunduğu gerçeğini yok sayan; onu “işgalci” ilan eden; Türklerin adadan kovulması için tüm Helen dünyasını mücadeleye çağıran; tarihi çarpıtarak, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıslı Türklere yapılan katliamları, zorunlu göçleri ve sistematik zulümleri görmezden gelen bu yaklaşım; barış, uzlaşı ve birlikte yaşama iddialarının samimiyetsizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
"Çözüm zeminine ciddi zarar vermektedir"
Rum liderliği ile dini makamların aynı dili kullanarak geçmişin başarısız yaklaşımlarını yeniden tedavüle sokmaya çalışmaları, adanın tamamını kendilerine ait gören bir anlayışla hareket etmeleri ve Kıbrıslı Türklerle hiçbir şeyi paylaşma niyetinde olmadıklarını açıkça ortaya koymaları; çözüm zeminine ciddi zarar vermektedir.
Buradan açıkça ifade ediyoruz:
Kıbrıs Türk halkı, bu küstah ve tehditkar açıklamalara, üstten bakan yaklaşımlara prim vermemektedir.
Hiç kimse bizden, “bizim de atalarımızın toprağı olan” yurdumuzdan, egemenliğimizden, onurumuzdan ve devletimizden vazgeçmemizi beklemesin.
Barış diliyle örtüşmeyen; Türklere yönelik kin, nefret ve öfke içeren; ayrımcılık ve tahakküm barındıran bu zihniyeti en güçlü şekilde kınıyoruz.
Kıbrıs Türk halkı, çözümden, barıştan ve adil uzlaşmadan yanadır. Ancak bu irade, tehdit diliyle değil; karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde yürütülecek yapıcı bir diyalogla karşılık bulabilir.
Unutulmamalıdır ki:
Kıbrıslı Türkleri bu adadan söküp atmaya yeltenenlerin yaşadığı hezimetler hala tarih sayfalarında mevcuttur.
Kıbrıs Türkü; diline, dinine, köklerine, örf, adet ve geleneklerine, onurlu geçmişine sahip çıkan; yaşadığı toprakları korumayı bilmiş, bu topraklarda devlet kurmuş, egemenliğinden asla vazgeçmemiş bir halktır.
Bu halkın sabrını test etmeye kalkışanlar, karşılarında halkımızın sarsılmaz mücadele azmini ve kararlılığını bulacaklarını bilmelidir.” ifadelerine yer verdi.