Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bir bebeğin hayatını kaybetmesi ve altı bebeğin durumunun kötüleşmesiyle ilgili yaptığı açıklamalarda, sürecin yargıya intikal ettiğini ve şeffaf bir şekilde yürütüleceğini ifade etti. Ancak, yaşanan bu trajik olayların ardından halkın ve ailelerin acısı büyükken, Bakan Dinçyürek’in hâlâ istifa etmemesi kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılanıyor.
Açıklamalarında hayatını kaybeden bebek için başsağlığı dileyen Bakan, kendisinin de bir baba olduğunu belirterek ailelerin acısını paylaştığını iddia etti. Ancak, bu duygusal açıklamalar, kaybedilen bir bebek ve etkilenen altı bebeğin durumu karşısında yetersiz kalıyor. Üstelik, Dinçyürek’in “süreci şeffaf yürüteceğiz” söylemi, mevcut durumu düzeltmeye yetmiyor. Ailelerin sırayla bilgilendirileceğini belirtmesi, yaşanan olumsuzlukların boyutunu göz ardı ederken, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Olayın hemen ardından gerekli önlemleri almak yerine, önceki yöneticiler gibi bir sessizliğe bürünen Bakan Dinçyürek, bu süreçte niçin acil bir eylem planı geliştirmediğini sorgulatıyor. “Adli bir soruşturma başladı” açıklamasıyla, ailelere geç bilgi verildiğini savunarak kendini aklamaya çalışması, yaşananların üzerini örtme çabasını gözler önüne seriyor.
Yaşanan bu acı olay, sağlık sisteminin güvenilirliğini sorgularken, Sağlık Bakanı’nın istifası yönündeki talepler giderek artıyor. Dinçyürek, hâlâ görevinde kalmaya devam ediyor ve bu süreçte kamuoyuna bilgi vermeye devam ediyor. Ancak, yaşanan bu skandalın ardından, bir başka ülkede olsaydı, istifa etmesi kaçınılmaz olurdu. Halk, bakanlığın başındaki kişinin, böyle bir durumda sorumluluk alarak istifa etmemesini anlamakta güçlük çekiyor.